Merz sığınma başvurularını 100 binin altına düşürmek istiyor
Almanya’nın müstakbel Başbakanı Friedrich Merz, yeni kurulacak hükümetin daha sert bir sığınmacı siyaseti izleyeceğini açıkladı.
23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimleri birinci parti olarak tamamlayan Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) lideri Merz, Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile mutabık kaldıkları koalisyon mukavelesine paralel olarak ülkeye gelen yeni sığınmacı sayısının yılda 100 binin altına düşürülmesini hedeflediklerini açıkladı.
Almanya’da sığınmacı sayısının mevcut seviyede sürdürülemez olduğunu vurgulayan Merz, yıllık yeni müracaat sayısının artık “altı haneli olamayacağını” belirtti.
Kamu televizyonu ARD’de yayımlanan “Caren Miosga” programında konuşan Merz, “Bu sayıları artık sahiden kayda bedel biçimde azaltmamız gerekiyor. Kentler, belediyeler, okullar, hastaneler ve altyapımız artık bu yükü kaldıramıyor” dedi.
Almanya kara sonlarındaki denetimleri sürdürecek. Fotoğraf: Remko de Waal/ANP/IMAGO
Geri göndermeler artacak
Mayıs ayı başında kurulması planlanan yeni hükümetin, koalisyon protokolünde de yer aldığı üzere sığınmacılara yönelik bir geri gönderme hareketi başlatacağını ve sığınmacıların aile birleşimi uygulamasını askıya alacağını açıklayan Merz, hudut kapılarında sığınmacıların geri çevrilmesi uygulamasını da hayata geçirmekte kararlı olduklarını söyledi. Komşu ülkelerle bu mevzuda uyumun başladığını aktaran Merz, iş birliği için olumlu sinyaller aldıklarını tabir etti.
2024’te 229 binin üzerinde müracaat yapıldı
Almanya’da Federal Göç ve Mülteci Dairesi datalarına nazaran, 2024 yılında, birinci defa sığınma müracaatında bulunan kişi sayısı 229 bin 751 oldu. Bu sayı, bir evvelki yıla kıyasla yaklaşık 100 bin daha az. Merz, koalisyon görüşmelerinin başladığı Mart ayında yaptığı bir açıklamada, Almanya’nın yılda en fazla 100 bin sığınmacıyı kabul edebileceğini lisana getirmişti.
Merz’in bu çıkışına şu anki koalisyon ortağı SPD’den tenkit gelmişti. SPD Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil, Hristiyan Demokratların bu telaffuzlarını “popülizm” olarak nitelendirmişti.
dpa/TY,CÖ
