Almanya’dan Türkiye’ye sınır dışı edilenler ikiye katlandı
Avrupa’da sığınmacıların en çok tercih ettiği ülkelerden biri olan Almanya, son yıllarda geri gönderme (sınır dışı) sayılarını artırdı. 2022’de ülkeyi terk etmesi kararı bulunan yaklaşık 13 bin sığınmacı hudut dışı edilirken bu sayı 2023’te 16 bin 430’a, geçen yıl ise 20 binin üzerine çıktı. Böylelikle istatistik bilgilerini toplayan Statista portalına nazaran, 2022-2024 yılları ortasında yaklaşık 39 bin 500 kişi Almanya’dan hudut dışı edilmiş oldu.
Geçen yıl hudut dışı edilenlerin gönderildikleri ülkelerin başında Türkiye, Gürcistan, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Sırbistan geldi.
Türkiye’ye hudut dışılar ikiye katlandı
Muhalefetteki Sol Parti’nin bahisle ilgili verdiği önergede, 2022’de Türkiye’ye 515 kişi geri gönderildiği ve bu sayının geçen yıl ikiye katlanarak bin 87’ye ulaştığı hatırlatıldı.
Önergeyi cevaplayan federal hükümet de bu yılın birinci çeyreğindeki hudut dışı sayısını 6 bin 151 olduğunu belirterek en çok hudut dışı sürecinin 502 bireyle Türkiye’ye yapıldığını kaydetti. Türkiye’ye hudut dışı edilmesi kararı verilenlerin 92’sinin bayan, 83’ünün de çocuk olduğu aktarıldı.
Almanya’da son yıllarda bütün kara sonlarında denetimler sıkılaştırıldı. Yeni hükümet, bunun sürmesini ve huduttan geri göndermelerin artırılmasıni planlıyor. Fotoğraf: IMAGO/Revierfoto
Türkiye’nin akabinde en çok hudut dışı yapılan ülke 454 şahısla Gürcistan oldu. Onu 333 ile Fransa, 325 ile İspanya ve 291 ile Sırbistan izledi. Hudut dışı edilenlerin 5 bin 216’sı havayoluyla, 913’ü karayoluyla ve 22’si denizyoluyla gerçekleşti. Hudut dışı edilenlerin bin 715’ini, Dublin Mutabakatı gereği birinci ayak basılan ve iltica prosedürlerinden sorumlu olan öteki Avrupa ülkelerine yapılan transferler oluşturdu.
Bu ortada Ocak-Mart 2025’te sığınmacıların, hudut dışı edilmesinden sorumlu Federal Polis’e teslimi sırasında ya da sonrasında 345 kişinin süreci de durduruldu. Geri gönderilmesi planlanan kelam konusu 345 şahıstan 91’inin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu bildirildi.
Sol Parti’nin Göç ve Hukuk Siyasetleri Sözcüsü, Meclis Hukuk Kurulu Üyesi Clara BüngerFotoğraf: dts Nachrichtenagentur/IMAGO
“Caydırıcılık emeliyle ret ve terk kararları artırıldı”
Almanya’da sığınmacılara yardım eden sivil toplum kuruluşu Pro Asyl’ün Aşağı Saksonya Eyalet Yönetim Kurulu Üyesi ve Avukat Dündar Kelloğlu da DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’den gelenlerin iltica müracaatlarına yönelik ret ve terk kararlarının son 4-5 ay zarfında önemli biçimde arttığını söyledi. Kelloğlu, bunun esas nedeninin “caydırıcılık” hedefli olduğunu vurguladı. Kelloğlu, “Son yıllarda sığınma müracaatları artan T.C. vatandaşlarının belgelerini Almanya kısa müddette sonlandırmak ve en kısa vakitte onları Türkiye’ye geri göndermek istiyor ki bu sayede buraya gelişlerin engellenmesi isteniyor. Ağır bir formda geri gönderilirse Türkiye’deki insanların da Almanya’ya gelmekten vazgeçebileceği düşünülüyor veumuluyor” diyor.
Kelloğlu’na nazaran, caydırıcılık çizgisi diğer değerli bir gelişmeyle daha da hızlandırıldı: Suriye’deki durum.
Keloğlu, “Suriye’de Esad idaresi devrildikten sonra Almanya Suriyelilerin müracaatlarını ve davalarını dondurdu. En büyük sığınmacı kümesini oluşturan Suriyelilerin ilticalarına bakan bütün memurlar ve yargıdaki kapasite Türkiyeli sığınmacıların evraklarına kaydırıldı. Hasebiyle olağanda 3-4 yıl içinde verilecek olan ret ve terk kararları 4-5 aya sığdırılıyor. Son periyotta Türkiye davaları üzerine ağır bir çalışma ve ağır ret kararı var. Mahkemelerde ek yargıçlar heyetleri oluşturuldu. Uzun lafın kısası, şu anda Türkiye davalarına özel bir muamele kelam konusu ve caydırıcı olması için Türkiye ile ilgili kararlar hızlandırılıp insanların en kısa vakitte gönderilmesi amaçlanıyor” diye konuştu.
Federal hükümetin sertleşen göç siyaseti ve eleştiriler
Konuyla ilgili önergeyi veren Sol Parti’nin Göç ve Hukuk Siyasetleri Sözcüsü, Meclis Hukuk Komitesi Üyesi Clara Bünger, DW Türkçe’ye verdiği demeçte, yılın birinci çeyreğinde yapılan hudut dışılardaki artışın evvelki üçlü koalisyon devrinin icraatı olduğunu tabir ederek yeni kurulan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Toplumsal Demokrat hükümetin göç konusunda çok daha sert bir tavır izleme planı bulunduğuna dikkat çekti.
Türkiye’ye hudut dışı edilmelerdeki artışı da “çok tasa verici” diye niteleyen Bünger şöyle devam etti:
“Federal hükümet, muhaliflerin sistematik olarak takip edildiği ve hapsedildiği otokratik Erdoğan rejimiyle işbirliği yapmaya hazır görünüyor. İnsanları oraya hudut dışı edenler, onların zulme uğramasına ortak olmuş demektir. Bu türlü bir uygulama yalnızca sorumsuzluk değil, tıpkı vakitte insanların hayatını tehlikeye atan bir tavırdır.”
Bünger, Almanya’ya son yıllarda Türkiye’den gelip sığınma başvurusu yapanların çok büyük bir kısmının etnik kökeninin Kürt olduğunu belirterek bu müracaatlara ret oranının yüksekliğine de dikkat çekti, “Üzerlerindeki siyasi baskı bilinmesine karşın Kürt sığınmacıların müracaatlarının büyük kısmı reddediliyor. Federal hükümetin göç siyaseti planlarına bakıldığında bu seyrin daha da kötüleşmesinden kaygı ediyoruz” dedi.
Göç konusunda çalışmalar yürüten “Mediendienst Integration” isimli portalın federal hükümete dayandırdığı raporuna nazaran 31 Aralık 2024 prestiji ile hakkında Almanya’yı terk kararı bulunan kişi sayısı 220 bin 808’di.
Almanya’da Mannheim ve Solingen kentlerindekiler başta gelmek üzere geçen yıl bıçakla yahut araçla düzenlenen akınlarda faillerin sığınmacı olması ülkede infial yaratmış, dağılan üçlü koalisyon hükümeti göç siyasetinde sertleşmeye gitmişti.
20 Aralık’ta Magdeburg’daki Noel pazarına düzenlenen saldırda altı kişinin hayatını kaybetmesinden sonra o periyot muhalefette olan, şimdiki hükümetin büyük ortağı Hristiyan Birlik (CDU/CSU) göç siyasetinde sertleşmeye gidileceğini duyurmuştu.
