Beylikdüzü’nden cumhurbaşkanlığı yarışına: Ekrem İmamoğlu

Türkiye Belediyeler Birliği Lideri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu CHP’nin 23 Mart’ta düzenleyeceği ön seçim için adaylığını açıkladı. Lakin İmamoğlu, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar giden süreçte çeşitli yargı süreçleriyle karşı karşıya.

2023 genel seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yenilmesinin çabucak akabinde partide değişim bayrağını açan İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığını Özgür Özel’in devralmasında değerli rol oynamıştı.

İstanbul Beylikdüzü’nden başlayan siyasi hayatının bir sonraki durağı merakla takip edilen İmamoğlu’nun 23 Mart’taki ön seçimi kazanmasına kesin gözle bakılıyor.

“Hayatım boyunca bir koltuğa değil bir misyona aday oldum. Makam ve koltuk üzerinden asla bir tartışmanın kesimi olmadım, olmam” diyen İmamoğlu’nun siyasi hayatı nasıl şekillendi?

Türkiye’nin genç jenerasyon siyasetçilerinden olarak bilinen İmamoğlu kimdir ve siyasete nasıl başladı?

Siyasette birinci yıllar

1970 yılında Trabzon’un Akçaabat ilçesinde doğan Ekrem İmamoğlu, muhafazakâr pahalara sahip bir aileden geliyor. Trabzon Lisesi’nin akabinde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Kısmı’ndan mezun olan ve akabinde yüksek lisans yapan İmamoğlu, 1992’den 2008”e kadar ailesinin inşaat şirketlerinde çalıştı.

İmamoğlu, babasının tesiriyle 1990’lı yılların başında bir yıl kadarlık bir mühlet ANAP gençlik kollarında vazife aldı lakin kendi açıklamasına nazaran partiyi çok sevmeyerek ayrıldı. Babası ANAP’ta 1984-1987 yılları ortasında Trabzon Merkez İlçe Başkanlığı yapan İmamoğlu’nun siyasete CHP’den girmesinde ise tesirli olan isim eşi Dilek İmamoğlu oldu.

Kurtuluş Savaşı gazisi dedesinin aşıladığı Atatürk sevgisiyle büyüyen İmamoğlu’na 2004’te yaşadığı Beylikdüzü’nden CHP için belediye lider adaylığı teklifi edilirken erken olduğu niyetiyle kabul etmedi. İmamoğlu bundan dört yıl sonra 2008 yılında hem CHP’ye üye oldu hem de 2009 seçimlerinde belediye başkanı adayı olmak istedi, lakin bu kere de CHP aday göstermedi.

İmamoğlu, siyasetten ve CHP’den kopmayarak 2009 yılında CHP’nin Beylikdüzü İlçe Başkanı oldu ve görevi sırasında partisinin ilçedeki oyunu artırmasıyla dikkat çekti. 2014 Türkiye mahallî seçimlerine CHP’nin Beylikdüzü Belediye Lider adayı olarak katılan İmamoğlu, partisinin bir evvelki seçimde yüzde 30 olan oy oranını yüzde 50,8’e çıkararak Beylikdüzü Belediye Başkanı oldu.

Beylikdüzü’nden İstanbul Büyükşehir’e

İmamoğlu’nu Beylikdüzü’nden İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına taşıyan süreç ise 2017’de başladı.

O dönemde İBB Başkanı olan Kadir Topbaş’ın 23 Eylül 2017’de istifa etmesinin akabinde CHP tarafından bu duruma aday gösterildi, fakat belediye meclisinde AKP’nin çoğunluğu olduğu için Mevlüt Uysal seçildi.

Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin o dönemdeki Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun girişimiyle henüz bu kadar çok tanınmadığı bir periyotta İBB lider adayı olarak gösterilen İmamoğlu, 3 ay içinde değerli bir performans sergileyerek AKP’nin adayı, eski Başbakan Binali Yıldırım’ı sandıkta yenmeyi başardı.

Ancak AKP’nin itirazıyla seçimlerin yenilenmesi kararı alındı ve İmamoğlu’nun mazbatasının alınması süreci yaşandı. 23 Haziran’da yine yapılan seçimde ise İmamoğlu Yıldırım’ı daha büyük bir farkla yendi.

İstanbul’un 25 yıl ortadan sonra kaybedilmesi “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP için büyük bir siyasi dönüm noktası oldu ve İmamoğlu’nun peşini yargı süreçleri ile karşı propagandalar hiç bırakmadı.

2023 seçimleri ve değişim talebi

İmamoğlu’nun siyasette yerelden ulusala uzanan çizgisi ise 14 Mayıs genel seçimi etrafında şekillendi. Pekala o süreçte neler yaşandı?

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi sürecinde ismi çok sık gündeme gelen İmamoğlu, 3 Mart 2023’te DÜZGÜN Parti’nin o dönemdeki genel başkanı Meral Akşener’in Altılı Masa’dan kalkması ve akabinde yine uzlaşılmasına kadar geçen üç günde kritik rol aldı.

Akşener, Altılı Masa’nın 12’inci toplantısında, Kılıçdaroğlu’na karşı cumhurbaşkanı adayı olarak İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş isimlerini önerdiğini açıkladı. Lakin bu iki isim ise Kılıçdaroğlu’nu destekleyerek CHP’nin çizgisinde olduklarını belirtti.

İki parti üst seviye isimleri ortasında yürütülen diplomasi ile krizin aşılması için orta tahlil bulundu ve bu kapsamda İmamoğlu ile Mansur Yavaş cumhurbaşkanı yardımcısı adayları olarak gösterildiler.

Millet İttifakı’nın en büyük krizi bulunan bu formülle gerçekte olmasa bile o periyotta aşılmış görünürken İmamoğlu 9 Mart’ta yaptığı açıklamada “Tek duygum 14 Mayıs’ta seçimi kazandıracak insanlardan olmak. Bu sürecin en çalışkan neferi olacağım, bunu göreceksiniz” dedi. Bunun akabinde da gerek tek başına gerekse vakit zaman öbür genel liderlerle yaptığı vilayet mitinglerine katıldı.

İmamoğlu, 7 Mayıs’ta Erzurum’daki mitingi sırasında atağa uğradı. Miting yarıda kesilirken hem miting için toplanan vatandaşlara hem de İmamoğlu’nun otobüsüne taşlar atıldı.

Seçim mağlubiyetinin akabinde “değişim” çağrısı

İmamoğlu’nun siyasi hayatındaki değerli bir karar anı ise seçimden sonra geldi.

28 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçiminin çabucak akabinde İmamoğlu hem toplumsal medyada paylaştığı görüntüde hem de İstanbul’un fethinin kutlamalarında yaptığı konuşmada CHP için önder de dahil olmak üzere “köklü değişim” daveti yaptı.

İBB Başkanı sonra da birkaç kere Ankara’ya gelerek Kılıçdaroğlu ile görüştü ve değişime yönelik taleplerini CHP önderine de aktardı. Fakat bu görüşmelerden İmamoğlu’nun beklediği bir değişim adımı ya da uzlaşı sinyali Kılıçdaroğlu’ndan gelmedi.

Temmuz ayının başında ise İmamoğlu değişim manifestonun yer aldığı “iktidaricindegisim.org” sitesini X hesabından paylaştı. Manifestoda toplumun muhalefetten değişim beklediği kaydedilerek “Bu gereksinim ortadayken hiçbir şey olmamış üzere davranmak, eski yanlışlarda ısrar etmek mağlubiyetten acı çeken milyonlarca vatandaşın hislerini anlamamaktır” denildi.

Zoom krizi ve “ihanet” suçlaması

2023’ün yaz ayları boyunca CHP’deki hararet hiç dinmedi. İmamoğlu ve onun üzere değişim isteyenlerin görüşmeleri de devam etti.

Bu esnada Temmuz sonlarına yanlışsız bir gece yarısı toplumsal medyaya “ihanet” başlığı ile sızdırılan yaklaşık 15 dakikalık bir zoom görüntüsü CHP’yi ve gündemi karıştırdı.

Aralarında seçimden evvel Kılıçdaroğlu’nun yakın takımından bulunan kimi isimlerin de İmamoğlu ile birlikte yer aldığı toplantının iştirakçileri sık sık bir ortaya gelindiğini doğrulayarak kapalı ya da yanlış bir şey yapmadıklarını söylediler. CHP’nin o periyottaki idaresi ise toplantıyı “etik” bulmadığını bildirdi.

İmamoğlu değişim teşebbüsü kapsamında yaptığı görüşmelere CHP’nin “abileri” olarak bilinen eski genel liderlerini da dahil etti. 31 Temmuz Pazartesi akşamı CHP’nin eski genel liderleri Altan Öymen ile Hikmet Çetin ve eski Toplumsal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçın’la akşam yemeğinde bir ortaya gelen İmamoğlu Ağustos’un ikinci haftası ise Elazığ ve Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’ye gitti.

CHP kurultayı ve Kılıçdaroğlu devrinin sonu

2023 yılının Kasım ayında düzenlenen CHP 38. Olağan Kurultayı’nda faal bir biçimde yer alan İmamoğlu, değişimin gerçekleşmesinde ve Özel’in kazanmasında kritik rol oynadı.

İmamoğlu konuşmalarında bu kurultayın yalnızca CHP için değil Türkiye muhalefetinin şekilleneceği bir adım olduğunu belirterek, 2024 yerel seçimleri için hazırlıklara başlanacağını da vurguladı.

Bu ortada Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 1 Şubat günü Manisa’daki konuşmasında kurultaya ait şaibe argümanlarını lisana getirdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da 4-6 Kasım 2023’teki kurultay hakkında “şaibe” savı nedeniyle Ocak 2024’ten beri soruşturma yürütüldüğünü 10 Şubat günü duyurdu.

“Ahmak” davası ve öbür yargı süreçleri

İmamoğlu’nun İBB Başkanı olarak ilk seçilmesiyle 2019’da başlayan ve hala devam eden yargı süreçleri siyasi hayatı açısından da ehemmiyet taşıyor.

İmamoğlu’nun hakkında şu anda farklı münasebetlerle açılan çeşitli davalar bulunuyor ve bunlarda istenen toplam ceza yaklaşık 23 yıl mahpus cezasını buluyor.

Kamuoyunda “ahmak davası” olarak bilinen ve İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesi sonucu doğurabilecek olan dava hala istinaf evresinde.

İmamoğlu, yaptığı açıklamada “Beş kere siyasi yasak getirilmeye çalışılan kişi olarak diyorum ki bütün bunların ardında Sayın Cumhurbaşkanı var… Heybedeki turplardan kendisi bahsediyor, ceza almalı diyor. İnsanları tehdit ediyor. Sanatçıyı, iş insanını, siyasetçiyi kimse konuşmasın istiyor. Bu türlü bir şey olabilir mi? Mertlik. İstediğimiz şu; mertlik… Yani doğup, büyüyüp yetiştiği ve mertliğin simgesi olan semtinin Kasımpaşa’nın ismine yakışır bir biçimde davranmaya davet ediyorum Sayın Cumhurbaşkanım” ifadesini kullandı.

DW Türkçe’ye manisiz nasıl ulaşabilirim?

Beylikdüzü’nden cumhurbaşkanlığı yarışına: Ekrem İmamoğlu

Benzer İçerikler